Haberler
Öfkenizle baş etmeyi öğrenebilirsiniz
Kurucumuz Uzm. Klinik Psk.Süleyman Hecebil'in Formsante Kasım 2012sayısında yayınlanan röportajı'ndan..
Öfkenizle baş etmeyi öğrenebilirsiniz
Trafikte çıldırıyor, evde eşinizin her söylediğine sinirleniyor, artıköfkenizle baş edemiyorsanız zor durumdasınız demektir. Çünkü öfkebüyüdükçe dertler de büyümeye, sorunlar işin içinden çıkılmaz halalmaya başlıyor.
Aslında toplum olarak öfkeliyiz. Yaşadığımız şehre öfkeliyiz,çevremizdekilere öfkeliyiz, trafiğe öfkeliyiz... Kısacası her şeye öfkeliyiz. En ufak şeylere bağırıyor, kavga çıkarıyor bazen de ortada hiçbir sebep yokken başımızı derde sokabiliyoruz. Oysa öfkede sevmek, nefret etmek, mutlu olmak gibi bir duygu. Farkı ise gerisinde var olan başka duyguları gizleyen bir duyguolması. Öfkeli insanları maske takmış kişiler olarak tanımlayan Uzm.Psk.Süleyman Hecebil, “ Öfke, mutlu olmak gibidoğal bir duygu. Bu duygunun doğal olmayan şekli, kişinin kendisine, çevresine zarar verecek şekilde ortayaçıkmasından kaynaklanıyor. Böyle olduğunda kişinin ilişkileri riske giriyor, çevresindeki insanlar zarar görmeye başlıyor.Öfkeyi kontrol etmek için ise önce öfkenin doğal bir duygu olduğunu kabul etmek gerekiyor” diyor.
Neden öfkeleniyoruz?
İstenmeyen Sonuçlar
Öfkelenmemize neden olan birçok sebep bulunuyor. Bu sebeplerden biri
istenmeyen sonuçlarla karşılaşmamız oluyor. Örneğin mağazada alışveriş
yapıp kasaya geldiğimizde kredi kartımız onay vermezse aldığımız şeyleri
kasada bırakmak zorunda kaldığımızda öfkeleniyoruz. Sevdiğimiz birinden
aynı karşılığı alamıyorsak ya da bir yere gitmemiz gerekirken trafik
yüzünden gidemiyorsak öfkeleniyoruz.
Beklentiler
Beklentilerimiz karşılanmadığında da öfkeleniyoruz. Örneğin terfi
edemediğimizde öfkeleniyoruz, eşimiz beklentilerimizi karşılamadığında
öfkelenebiliyoruz. Günlük yaşamdan beklentilerimiz gerçekleşmediğinde de
tepkimizi öfke göstererek veriyoruz.
Engellenme
Bir engel ortaya çıktığında, bizi kısıtlayan bir durum olduğunda
öfkeleniyoruz. Psikolog Süleyman Hecebil, “Örneğinergen bir çocuğa
dışarı çıkamazsın denildiğinde öfkeleniyor. İnsanlar en çok trafikte
öfke yaşıyor çünkü ulaşmakistedikleri yere ulaşmakta zorluk çekiyor ve
engelleniyor. İstedikleri gibi davranamıyor ve çaresizlik içinde uzun
süretrafikte kalabiliyorlar” diyor.
Uzm.Psk.Süleyman Hecebil, “Öfke nedeniyle bize başvuran kişilerin
aslında neye öfkelendiğini bulmaya çalışıyoruz, neyi maskelemeye
çalıştığını öğrenmek istiyoruz. Eğer korkuyorsa, yetersizlik duygusu
yaşıyorsa o duyguyu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Çünkü öfke aslında
başka bir duygunun ifadesi oluyor” diyor.
Kaygı
Kaygılandığımızda ve korktuğumuzda öfkeleniyoruz. Özellikle
çocuklarımıza bu nedenle zarar verebiliyoruz. İyi anne ya da baba
olamama, iyi çocuk yetiştirememe kaygısı ve korkusu çocuğu kontrol etme
isteğini doğuruyor. Bir anne ya da baba çocuğunu kontrol ederse daha iyi
bir ebeveyn olacağını düşünüyor. Olayları kontrol edemeyeceğimizi
gördüğümüzde ya da işlerin kontrolden çıktığını fark ettiğimizde korku
yaşıyoruz. Fakat bu durumda ‘Korkuyorum’ ya da ‘Kaygılanıyorum’
diyemiyor tam tersine maskelenmil bir biçimde tepki veriyoruz. Gerçek
duygumuz kaygı olsa da ifade ettğimiz duygu öfke oluyor.
Haksızlık
Haksılığa uğradığımızı düşündüğümüzde de öfkeleniyoruz. Haksızlığa
uğramak demek kaale alınmamak anlamına geliyor. Sınıfta bir öğrenci
öğretmeni ya da diğer öğrenciler tarafından dikkate alınmıyorsa kendini
bir şekilde var edemiyorsa, ‘Sen bizim için değerlisin’ mesajını
alamıyorsa öfkelenmeye başlıyor. Bunu da saldırganlık gibi öfke
davranışıyla gösterebiliyor. Aynı şey ilişkilerde de geçerli oluyor.
Eşimiz tarafından önemsenmediğimizi ve anlaşılmadığımızı hissettiğimiz
durumlarda öfkeleniyoruz. Ama ‘Ben kendimiz senin yanında önemsenmemiş
hissediyorum’ değil, tamamen öfkelenerek ‘Beni dinlemiyorsun, beni
önemsemiyorsun’ gibi öfke duygusuyla ifade ediyoruz.
İthal öfke
Öfke bazen de ithal edilmiş oluyor yani anne ve babalarımızdan bize
aktarılmış olabiliyor. Çocukluk dönemimizde kendimizle ilgili bazı
kararlar veriyoruz. Örneğin bir problemi nasıl çözeceğimize ilişkin
kararları bu dönemde veriyoruz. Psikolog Süleyman Hecebil, “Eğer öfke
evdeki ilişkilerde işe yarıyorsa, öfkelenen kişinin hayatını
kolaylaştırıyorsa çocuk ‘Öfkeli olursam insanlara kendimi daha kolay
kabul ettirebilirim’ diye düşünüyor. Her şey öfkeyle ifade edilebilir
sonucuna varıyor. Bazen de öfkenin çok yoğun olduğu ailelerde eğer baba
çok öfkeliyse ve anneye sözel ve fiziksel şiddet uyguluyorsa bunu gören
çocuk, ‘Babam gibi olmayacağım, annem gibi olacağım’ diye bir karar
veriyor. Her eşcinselliğin ardında böyle bir sebep olduğunu söyleyemesek
de bazılarında bu durum yaşanabiliyor. Ayrıca kızdığınız şeylerin
bazılarına baktığınızda aslında anne ve babanızın kızdığı şeylere
öfkelendiğinizi görürsünüz” diyor.
Yetersizlik
Bir başka öfke sebebi ise yetersizlik duygusu oluyor. Ne kadar çok
yetersizlik duygusu yaşarsak hem kendimize hem de karşımızdakilere karşı
o kadar öfkeli oluyoruz çünkü bir işe yaramadığımızı ve değersiz
olduğumuzu düşünüyoruz. Karşımızdakilere öfkeleniyoruz çünkü içimizdeki
değersizliği görmelerini istemiyoruz. Psikolog Süleyman Hecebil, aşırı
öfkeli olan kişilerin aslında son derece kırılgan ve zayıf olduklarını
belirterek, “Bu kişiler dışarıdan zayıflıklarının fark edilmemesi için
kabuklarını sertleştiriyorlar. Böyle bir durumda o kişiye özgüven
kazandırmak gerekiyor” diyor.
Gizli duygular
İçte tutulmuş ve dışa vurulmuş olmak üzere iki tür öfke bulunuyor ve
dışa vurulmuş öfke içte tutulandan daha iyi bir durum oluyor. Öfkesini
içinde tutan bazı kişiler alkol alıyor. Alkol öfkeyi geçici olarak
yatıştırabiliyor ama eğer o kişi içte tutulmuş bir öfke yaşıyorsa alkol
alınca bu öfkeyi dışarı çıkarıyor. Rahatlama oluyor ve öfkeyi tutamaz
hale geliyor. Bu nedenle alkol alınca çığrından çıkan insanlar öfkeyi
içinde tutan insanlar oluyor.
Öfke Kontrolü
Öfke kontrolünün temelinde düşünsel düzenlemeye ihtiyaç bulunuyor.
Psikolog Süleyman Hecebil, “Bu dünyada her an her şey olabilir buna
inanmak gerekiyor. Trafik tıkanabilir, kötü bir insana rastlanabilir,
trafikte biri önümüze geçebilir, yol vermeyebilir, işte hak etmediğimiz
bri davranışla karşılaşabiliriz. Bu dünyada sadece bizim kurallarımızın
olmadığının farkına varmalıyız. Öfkeyle insaları adam edemeyeceğimize
inanmamız lazım. Sağlıklı kalabilmek için olasılıklar dünyasında
yaşadığımızı kabul etmeliyiz. Bu duyarsız olmak anlamına gelmiyor ama bu
gerçeği de kabul etmek gerekiyor” diyor. Öfke kontrolünde iletişim çok
önemli. ‘Ben sana kızdım’ demek yumruğu yere vurarak öfkelenmekten daha
iyi bir sonuç verecektir. Çünkü öfkemizi davranışsal ve sözel olarak
dışarı vurmaya başladığımızda karşımızdakinin bizi duyma şansı kalmıyor.
Karşımızdaki kişi öfkeli bir davranış karşısında kendini kapatıyor ve
korunmaya geçiyor. Ama öfkelendiğimizde ‘Ben çok öfkelendim’ derseniz
karşınızdaki sizin nasıl bir durumda olduğunuzu anlamaya çalışıyor.
Hecebil, “Gerçekten öfkelendiğimizde “Şu an ne düşünüyorum? diye düşünmeliyiz. ‘Ben kendimi değersiz mihissediyorum? Eğer böyleyse bunu düzeltmek gerekiyor. Kimse değerinizi yükseltip, alçaltma gücüne sahip değil.Başkalarının değerlendirmelerini kendinize mal ediyorsanız bunun farkına varmanız gerekiyor” diyor.
İntiharlara bakıldığında çocukluk döneminin intihar üzerinde etkisi olduğu görülüyor. Çünkü intihar kendine dönük en yıkıcı saldırganlık ve öfke. İntihar edecek kişi hem kendine öfkeleniyor ‘Değersizim’ diyor, hem de karşısındakilere öfkeleniyor ‘Öyle bir hareket yapacağım ki sizin canınızı yakacağım’ mesajı veriyor.